“Her şey değişip akmada,bu hâl beni hayran bırakmada..”

Demiş vakt-i zamanında şair. Ne yazık ki hâlâ her şey değişip akmada, bu hâl ise; kalbi kalplaşmamış,kalb gibi atan, vicdanını, sağduyusunu, bu her şeyi tüketen, adına kapitalizm denen canavara kaptırmamış insanları pek hayran bırakamamada. Yüreklerini eline alıp sıkıp sıkıp bırakmada ve bunu hep yapmada.

ELLERİNİ TUTUMAZSAM GÜLÜM

02.12.2012 Pazar.

Biz Nerede Yanlış Yaptık...

Sadece hüzün, sadece yalnızlık ve sadece sessizlik olsa yürekteki adı yürek olmaz inan.

Diyalektiğine uymaz yüreğin. Dinamiktir yürek; hüzün de vardır, sessizlik de, yalnızlık da

ki lazımdır da. Öte yandaysa bir cocuğun gülüşünde, bakışında filizlenir yürekte

yangın, yaşama yangını, yaşama telaşı. O telaş da can verir in-sana-bana-bize.

Yırtar sessizliği çığlıklarıyla umut, yaşama istegi. Birbirlerinden beslenir,

birbirlerinin küllerinden doğarlar...

İki türü vardır böylelerinin: Birincisi bilinçsizce yapar bunu. Kendi başına değil bir başkasının başına gelen her kötü, zor durumda kendi sırasını savdı sanır da içten içe sevinir kendisi yaşamadığı için, bir yandan yaşayana da üzülerek. Lakin yoktur böyle bir yasası, sırası zor anların, yazgıların. Her yazgı yazılan alnı bağlar ve birinin yaşadığı zorluk bir diğerinin belasını savmaz. İkincisinin durumu daha vahimdir, karadır kalbi böylelerinin. Acıyla, dramla, müşküle düşenin müşküllüğü nisbetince mutludur, beslenir, palazlanır acılardan. Acıları büyüdükçe tükenen insanların karşısında büyüdükçe büyür yalan mutluluğu, kalbinin karası gölgeleyemez bu mutluluğunu, gölgelese de göremez kördür zira aynı zamanda. Zamanla yutar zaten kendini de kalbinin karadeliğinde kaybolur gider insanlığından, insanımsılığından kalan da...

"Körlük görenleri kısıtlar."S.Wonder

Bu nasıl bir üsluptur,bu nasıl bir pespayeliktir,bilmezlik,aymazlık,çiftestandartizasyondur!
Bir toplumu oluşturan en küçük birimden en önemli yetki kademelerine çan eğrisi ile çoğalarak yükselen algı bozulması, yozlaşması.Ne bozulması algısızlık.Algısını aldırmış cümle insan kısmı. Bencildi daha bir bencil olmuş.
Kendi işi az biraz hale yola girince zamanında kendisi gibi acıyanları unutmuş, onlara da farkında olarak ya da olmayarak sırtını dönmüş, aşağılar olmuş.
Eskilerimizde hemhal olmak diye bir ifade vardır bizim.Senden olanla değil sadece, sana yakın olanla da değil.Bilakis senden olmayanla, senin gibi düşünmeyenle, senin gibi inanmayanladır bu hemhal olma hali ki; asırlar boyu hüküm sürme vesilesiydi o dayanılan pek övünülen imparatorluğun.Örnek alınacaksa bu biraz alınsa ya madem.
(Bütün kişi ve kurumlar üzerine alınabilir.Kendinden başkasının acısına sağır,kör bencil ve aşağılayıcı olan tüm kişi ve kurumlar..Buyrun...)

‎"'23 Sentlik Asker'
Nuray Mert
25/02/2003

İki nokta arasındaki arasındaki en kısa yol düz çizgidir derler. Peki o yol kapanırsa ne olur?
Tortular nehrin akışına engel olunca nehir yön değiştirir.Düz bir yolda gitmek yerine zikzaklar çizer. Kargaya dolambaçlı görünen yol, su için kaynaktan döküldüğü yere varmak için en uygun yoldur.
Doğa dolambaçlı bir yol bulur.İki noktanın kaderinde temas etmek varsa ve doğrudan bağlantı mümkün değilse evren her zaman başka bir yol bulacaktır.

TOUCH-8.Bölüm

Hak şerleri hayr eyler

Zannetme ki gayr eyler

Ârif anı seyreyler

Pazar Aforizması: Şimdi efenim farzımuhal bir gün bir kişiye bir iyilik yapmak size nasib oldu. Size minnet duydu. Efenime söyleyeyim hesap döndü sap döndü, sizin bir iyiliğe ihtiyacınız oldu. Bir zamanlar iyilik yaptığınız kişi/ler veya kurum/lar buna bilerek ya da bilmeyerek duyarsız kaldı. İşte bu noktada " vay efenim ben vakti zamanında ona" ile başlayan cümleler kuracaksanız hooopp dönelim başa da hiç siz o iyiliği yapmamış olunuz canım efenim. Neymiş "yaptıktan sonra unutmayacağımız iyiliği yapmayacakmışız.."