Fantastik Temizlik


Açılan... Bir gül gibi, gir kalbe gönül gibi... cıvıma...
Kendi kendine açılan pencereden, usulca içeri girdim.
Kapısı açılmıyor hâlâ kilerin. Yutmuş mu ne anahtarını; bilmiyorum diyor, söylemiyor kimseye hiçbir şey. Ne çağırttırıyor çilingir ne de kendi çağırıyor; öylece bakıyor, anlamıyorum. Allahtan pencere cüsseme göre. Hooop... Kalkan toz kümesinden bir huzme burnuma haaapppşuuu... Avucumda bir anahtar, koşuyorum kapıya Occamın usturası var bir şey var arkadaş. Cık... Açmadı. Dönüyorum çaresiz sırtımı kapıya. Girdiğim çeviklikte çıkamam ki pencereden de. Alışmalı, çözmeliyim kilerin kirlerini. Karanlık desem karanlık değil, aydınlık desem hiç değil odaya göz gezdirirken köşedeki sarı sandığı gördüm, bomboş odanın en dip köşesinde. Eğildim, anahtarı yuvasına yerleştirdim kuş figürlü sandığın. Bir iki sağa sola meylettiyse de açılmadı, zorladım biraz, hafif gıcırtıyla döndü yuvada anahtar. Acıyordu canı, acıyacaktı biraz daha, sandık iyice açılana, içinde ne var ne yok odanın ortasına boca olana kadar. Sandım ki sandıktan çeyizlikleri çıkacak, eskimiş lavanta kokulu danteller, şallar, tülbentler. Nereden bileyim çeyizinde güve yeniği güvenilmişlikler, yediği kumaşları sindirememiş kakırdamış tahta kuruları...

0 yorum:

Yorum Gönder