Eskiden Bir Instagram Postuydum/Beni Hoyrat Bir Tuşla Ah Ani Bir Kararla Sildiler
27 Temmuz 1973
26 Cemaziyelahir 1393
14 Orak 1389 Cuma
Evlere sığamıyorum bugün. Sabahtan beri bahçedeyim. Yazdım, okudum, birikmiş işleri toparladım. Temizlik yaptım. Bilgisayarda. Defterimde bazen karınca dolaştı bazen bilgisayarıma adı kötü böcek yapıştı. Kediler kucağıma zıplamaya, çantanın içine konuşlanmaya yönelince Yılmaz Bey kapağı iğne delikli su şişesi verdi. Kızmayın hemen, hiç sıkmadım. Görmek yetti onlara şişeyi. Canına yandığımın şartlı refleksi. Önce yemeğimi koydum ocağa bir soluklanma çayı içeyimci komşular geldi bir iki. Ardından kart oyunu oynayacaklar, örgücüler... Çocuklular benden önce inmişlerdi, benden sonra da gideceğe benzemiyorlar. (Hey gidi Emre’nin peşinde bahçe günleri hey!) Son bir çay içip toparlanacakken yürüteci marifeti ile bebek adımları ata ata geldi yolun başından, pazartesi günkü teyze. Aynı kıyafetler. Şapka, güneş gözlüğü eyvallah. Uzun ince bir trençkot ve uzun erkek çorabı? Yakın çaprazıma oturdular bakıcısı mı torunu mu emin olamadığım genç kızla. (Eli elinde, arada öpüyor elini yaşlı teyzenin emin olamayışım bundan.) Pazartesi günkü kızıl kıvırcık saçlı oğlu olduğundan emin olduğum adam yok bu sefer. Konuşmadan az biraz oturdular. Oğlu geldi kadın şenlendi. Elini bıraktı kızın. Kalkana dek sol yanına oturan adamın elini tuttu. Adam da sevdi, öptü eli. Nerede kaldın hep gelsene. Öğleden sonra neredeydik seninle, deniz kenarındaydık, arabayı park ettim de geldim ya şımarık. Olsun özlüyorum, korkuyorum da. Korkma, en güvenli yer burası. Bak hep eski komşuların. Her gün gel emi. Geliyorum ya annecim. Hadi siz eve çıkın ben de gideyim artık. Yarın da gel. Denize bakalım yine. Ayrılıyor elleri. Aklıma bir başka tanıklık geliyor. Cuma günü kabirdeyiz, yandaki mezarın üzerine değilse de kenarındaki taşa basan kişiye “Basmasanız keşke, incinirler,” dedi yanımızdaki genç nazikçe. Elcevap: “Annemin mezarı kardeş.” (O zaman bas kardeş, orada da incinmez anneler nasılsa dense yeriydi bence.) İşte bugün de benim annesiz ilk doğum günüm.
Bu da böyle bir tanıklık/şımarıklık.
Oldu.
İyi geceler.
Bu postun türküsü: Tanrı’dan diledim bu kadar dilek.
O yarin yüzünü bir daha görek.
Olsun mu olsun.
27 Tem 2022 21:41
Evin bahçesi
Çok dokundu. Hayat nasıl da böyle anlarla dolu, ve bu minik anlarda gizli yaşamın tümü sanki. Hepsi de içimize dolunca yazmaktan başka çare kalmıyor sanki. Ben yazayım biraz...
YanıtlaSilNot: O kız bakıcısı bence, yoksa adam onunla da konuşurdu sanki...
Her okuyuşumda ağlatır beni de o gün. O teyze gitti sanırım Berzah alemine. Hiç görmüyorum çünkü artık. Biz kalan olduk gidenlere selam olsun. @yeşimcimcoz
YanıtlaSilZaman kapsülleri bu eski postlar. Bakıp, okuyup o geçmiş zamana ışınlanma aracı hepsi. Küçük anı kapsülleri. Duygu küpleri. Aynı bu yazıdaki gibi sizin o an'ınıza ben de gittim. Teyzenin ellerini bile görmüş gibi oldum. Hafızanın ve kalemin gücü birleşince böyle büyülü anlar çıkıyor ortaya. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilNe güzel demişsiniz. Öyle hakikaten. İyi ki yazı var, yazılanlar üzerinden kurulan bağlar var. Teşekkür ederim.
YanıtlaSil