Gönderen Behiye H. Malkoç
16 Ekim 2012 Salı
yorum yapın
Sadece hüzün, sadece yalnızlık ve sadece sessizlik olsa yürekteki adı yürek olmaz inan.
Diyalektiğine uymaz yüreğin. Dinamiktir yürek; hüzün de vardır, sessizlik de, yalnızlık da
ki lazımdır da. Öte yandaysa bir cocuğun gülüşünde, bakışında filizlenir yürekte
yangın, yaşama yangını, yaşama telaşı. O telaş da can verir in-sana-bana-bize.
Yırtar sessizliği çığlıklarıyla umut, yaşama istegi. Birbirlerinden beslenir,
birbirlerinin küllerinden doğarlar...
Gönderen Behiye H. Malkoç
3 Ekim 2012 Çarşamba
yorum yapın
İki türü vardır böylelerinin: Birincisi bilinçsizce yapar bunu. Kendi başına değil bir başkasının başına gelen her kötü, zor durumda kendi sırasını savdı sanır da içten içe sevinir kendisi yaşamadığı için, bir yandan yaşayana da üzülerek. Lakin yoktur böyle bir yasası, sırası zor anların, yazgıların. Her yazgı yazılan alnı bağlar ve birinin yaşadığı zorluk bir diğerinin belasını savmaz. İkincisinin durumu daha vahimdir, karadır kalbi böylelerinin. Acıyla, dramla, müşküle düşenin müşküllüğü nisbetince mutludur, beslenir, palazlanır acılardan. Acıları büyüdükçe tükenen insanların karşısında büyüdükçe büyür yalan mutluluğu, kalbinin karası gölgeleyemez bu mutluluğunu, gölgelese de göremez kördür zira aynı zamanda. Zamanla yutar zaten kendini de kalbinin karadeliğinde kaybolur gider insanlığından, insanımsılığından kalan da...